Hangi yokluk avuçlarımı terletecek kadar güçlü ?
Which absence is as powerful as to be able to sweat my handfuls?
Hangi boşluk bizi hüzünle terk edecek sabah gibi ?
Which emptiness will abandon us with melancholy as the morning does?
Bu sarhoşluk sanat gibi
This drunkenness just like art
Parmak uçlarımda gezinen ceset torbalarını gömdüm,
I've burried those body bags which were walking about my tiptoes
İzlediniz salak gibi, (gibi)
You all have watched it, just like idiots (Just like!)
Sokak çocuklarına barışı öğretin ve şarabı sevdirin,
Teach the peace to the ragamuffins, make them love the wine,
Ekşi biraz alışır, öğrenir.
It's a bit sour, he'll get used to, he'll learn
Yazınca kainata gölge tek bir karışı gölgemin.
While I write, a single blen of my shadow is being shadow to the whole world
Fakat bu tedirginlik elimi kolumu bağlıyor bir halat gibi.
But that hesitation just belays my hands and arms just like a hop
Bir cinayet mahallinde gizli tanık gibi,
Like a secret witness at the sit of murder,
Alışkanlık gibi.
Like a habit,
Gitse bile ismi kalır gibi.
Like even if it's gone, its name stays
Biraz aşık olmak gibi.
It's kinda like falling in love
Biraz nefret etmek gibi.
It's kinda like hating
Hayat film gibi.
Life is like a movie
Ölmek için beklemekte beni.
It's waiting for me to die
Bir kadının saçlarında hayat bulmak gibi.
It's like discovering a new life in the hair of a woman
Artık emeklemek istedikçe hayat kundak gibi.
While we want to crawl, life is like a swaddle
Bazen korkulara yüz çevirip kanat çırpmak gibi.
Sometimes it's like turning back on fears and fluttering
Bazen mide bulandırıcı.
Sometimes it's disgusting
Kısaca hayat “sıçmak” gibi.
In short, life is like ''shitting''
Bitmeyecek derdim değil mi?
My troubles won't be finished, will they?
Sanki benim dengim gibi.
Like it's my equale.
Hedeflerim var oldukça takılmayacağım zengin gibi.
As long as my goals exist, I won't act like a wealthy
Her gün gidip geldim geri.
Everyday I've gone and turned back
Duyduklarım telkin gibi.
What I've heard just like an incultation
Hayallerim küçük yaşta vurulmuştu Berkin gibi.
My dreams had got shot at a young age just like Berkin
Ölüm zaten, ölüm gibi.
Death is already like death
Kan revan bir gönül gibi.
Just like a hearth which is in a welter of blood
Körüz değil mi?
We are blind, aren't we?
Peki ya neden konuşuyoruz görür gibi?
So, why are we talking and pretending we are able to see?
Heveslerimiz ömür gibi kısa, şimdi dönün geri. (Dönün geri)
Our whims as short as our lives, now you get back. (Get back!)
Bir bildiğim yoksa eğer, gömün beni.
If there isn't a method in my maddnes, bury me!
Nefretin ve intikamın ihaneti gibi.
It's like treachery of hate and revenge
Bütün yüzler asık, kıyametin kehaneti gibi.
All faces are sulky, just like the prophecy of apocalypse
Çocuk cinayeti gibi.
It's like children murder.
Anne dirayeti gibi.
It's like mother sagacity
Hayat kısa bir şarkı
Life is a short song
Sanki hasta ziyareti gibi.
Just like a visitation.
Göz altlarımsa tanrının şikayeti gibi. (Gibi)
My under eyes are just like the complaint of God (Just like!)
Mezarlıklarsa tanrının bir daveti gibi.
The graves are just like an invitation from God
Bütün bilmeceler çözülecek ve yüzün bir gün görünecek.
All riddles gonna be explained and eventually your face gonna be seen
Ve yok olacağız, tanrım senin adaletin gibi.
And we gonna dissappear, God, just like your justice..
Çocukluğum dualarla çizilmiş bir resim gibi.
My childhood just like a paint which had been drawn by prays
Çalışmaktan başka bir çarem de yoktu, esir gibi.
I had no choice but working, just like a slave
Edebiyattan esir değil, matematikte kesir gibi,
While I diveded (unlike a prose in literature but just like a fraction in maths)
Bölünüyorken yazmak istiyordum, Aziz Nesin gibi.
I wanted to write just like Aziz Nesin
Ve bir kadın, meleklerden alınmış bir izin gibi.
And a women who just like a permission which is obtained of angels.
Benliğimin belirtisi, sanki parmak izim gibi.
Sign of my identity, just like my fingerprint..
Acısı tatlı, beş yaşımdayken kanayan dizim gibi.
Even her pain comes sweet to me, just like my bleedy knee that when I was five years old
Onlar aşkı bir peronda bulabilir mi, bizim gibi? (Gibi)
Can they find the love in a railway platform just like us? (Just like!)
Şarkılarım bütün hatalarıma kefil gibi.
My songs are just like a guarantor to my all mistakes
Bir zindanda rehin gibiyim, uyanıyorum sefil gibi.
I'm just like a hostage in a dungeon, I'm waking up like a miserable
Uyku gözlerimden akıyor nehir gibi, zehir gibi
Sleep is leaking down out of my eyes just like a river, like a poison
Küfrediyorum insanlara, bu lanetli şehir gibi.
I'm swearing at people, just like this cursed city
Bu lanetli şehir benim gözlerimden masal gibi.
This cursed city just like a tale to my eyes
Okumuyor ve sırıtıyorum, delirmiş bir yazar gibi. (Gibi)
I'm not reading and laughing, just like a writer who was out of his mind (Just like!)
Söndürdüğüm izmaritler kalıcı hasar gibi.
Butts which I've put out just like a permanent damage
Gülerdik her ihtimale, atlamasak sazan gibi. (Gibi)
We would laugh at every possibilty, if we don't rise to the bait (Just like!)
Bazen soğuk kanlı olmaktayım babam gibi.
Sometimes I'm as coldblooded as my father,
Olamasam da ailemin gözünde hiç adam gibi birisi,
However I can't be an upright man in my families eyes..
Oğlunuz küfürlü boş şarkılar yapan biri.
''Your son is a person who makes abusive and empty songs''
Çok kimse de selam vermez çünkü dilim sapan gibi.
Most of them woudn't like to greet me, because my tongue as sharp as a knife
Tüm dünyayı yüzüme vurdular benim hatam gibi.
They taunted the whole world on me, as if it was my fault
Ben sadece bir yolcuyum ve dünyamız batan gemi.
I'm only a passenger and our world is a sunken ship
İçim dışım gereksiz bir savaşta hep, vatan gibi.
Every piece of myself is at the war, like the homeland
Fakat birisi kurtaracak gelip bir gün, Atam gibi.
However, somebody's gonna come and save us just like Atatürk did.
Nefretin ve intikamın ihaneti gibi.
It's like treachery of hate and revenge
Bütün yüzler asık, kıyametin kehaneti gibi.
All faces are sulky, just like the prophecy of apocalypse
Çocuk cinayeti gibi.
It's like children murder.
Anne dirayeti gibi.
It's like mother sagacity
Hayat kısa bir şarkı,
Life is a short song
Sanki hasta ziyareti gibi.
Just like visitation.
Göz altlarımsa tanrının şikayeti gibi. (Gibi)
My under eyes are just like the complaint of God (Just like!)
Mezarlıklarsa tanrının bir daveti gibi.
The graves are just like an invitation from God
Bütün bilmeceler çözülecek ve yüzün bir gün görünecek.
All riddles gonna be explained and eventually your face gonna be seen
Ve yok olacağız, tanrım senin adaletin gibi.
And we gonna dissappear, God, just like your justice..