Parlak salonlarınızdan, kirli mutfaklarınızdan,
Your shiny sitting rooms, dirty kitchens,
Bin bir çıkmaza çıkan daracık koridorlarınızdan,
Your narrow hallways which lead to a thousand dead end,
Hele döl tutmayan zihni kaygan yatak odalarınızdan,
Especially your bedrooms, infertile, slippery minded
Çok sıkıldım..
I'm sick of them
Çok sıkıldım..
I'm sick of them
Şekerlerinizden, uçan balonlarınızdan,
Your candies, your flying baloons,
Kuru sıkı, patlak, korkak, yaman silahlarınızdan,
Your blank cartridge, burst, coward, splendid guns,
Dinmek bilmeyen keyfi karın ağrılarınızdan,
Your never-ending arbitrary stomach-aches,
Çok sıkıldım..
I'm sick of them
Çok sıkıldım..
I'm sick of them
Hangi kan affeder bayım, kalbinizdeki kini?
What kind of blood can forgive, mister, the hatred in your heart?
Hangi göl temize çeker, ellerinizdeki kiri?
Which lake can cleanse the dirt in your hands?
Bir tutam ya da birkaç tomar
A pinch or a bunch of wad
Ah yalan bu ne fark eder?
Ah, it's a lie, what's the difference?
Kahrınızın küllediği şer,
The malice which your grief has been covering with ashes,
Hangimizi yakar?
Which one of us will it burn?
Hangimiz öteki?
Which one of us is 'the other one'?