Translation of the song Bir Acayip Adam artist Ahmet Kaya

Turkish

Bir Acayip Adam

English translation

An Extraordinary Man

Suphi Suphi bir acayip adam 

*Suphi, Suphi is an extraordinary man

Suphi Suphi benim canım ciğerim

*Suphi, Suphi, my dear, my lungs

Kimse bilmez nereli olduğunu

Nobody knows where he's from

Suphi Suphi bir acayip adam 

*Suphi, Suphi is an extraordinary man

Suphi Suphi susar akşam oldumu

*Suphi, Suphi would be quiet at night

Bir cebinde daskapital

**Das Kapital in his pocket

Bir cebinde daskapital

**Das Kapital in his pocket

Bir cebinde kenevir tohumu

Hemp seeds in his pocket

Suphi Suphi bir acayip adam 

*Suphi, Suphi is an extraordinary man

Suphi Suphi benim canım ciğerim

*Suphi, Suphi, my dear, my lungs

Fırtınadan arta kalmış bir teknede tevekkül içinde

Resigning inside a left boat after a storm

Görkemli sakalı ve iğreti parkasıyla gizlediği macerasıyla 

With a magnificent beard and adventures inside his makeshift parka

Bir acayip adam yaşardı

An extraordinary man would live

Akşamları susardı ben konuşsam kızardı bir eski zamandı 

He would be quiet at night, he would be angry if I talked in the old times

Hazirandı

It was in June

Çocuktum evden kaçmıştım gelip ona sığınmıştım

I was a child, I ran away from home I came and took refuge in him

Küçücük bir koydu sığdı burayı keşfeden belki oydu

It was a small bay, he took refuge here, maybe he discovered it

Uzaktan kasabanın ışıkları yanardı içim anneyle dolardı 

The lights from the town would light inside of me wandering with my mother

ağlardım

I would cry

Suphi şöyle bir gözatardı Gizli bir cigara sarardı ağlardı

*Suphi would take a look by rolling a secret cigarette and crying

Sonra barışırdık ben flüt çalardım cigara sönerdi ağlardık

Then we would succeed, I would play the flute, the cigarette would go out, we would cry

Nerden geldiğini bilmezdim kimsesizdi belki kimliksizdi

I wouldn't know where he came from, maybe he was deserted, maybe without an identity

Onun macerası onu ilgilendirirdi kimseye ilişmezdi

His adventures would interest him, he wouldn't bother anyone

Birşeylere küfrederdi hep tedirgin bir balık gibi uyurdu

He would curse at some things, he would always sleep like an uneasy fish

Bazen kaybolurdu arardım yağmurun altında dururdu

Sometimes he would disappear, I would look for him, he would be stop under the rain

Bir kalın kitabı vardı cebinde dururdu hergün okurdu

He would stop and read a thick book he had in his pocket every day

Ben bişey anlamazdım kapağını seyreder duymazdım

I wouldn't understand anything, I would look at the cover not hearing it

Sakallı bir resimdi kimdi ne kadar mütebessimdi

His beard was a picture whoever it was had a smiling face

Sordum birgün Suphi'ye söylediklerini niye anlamıyorum diye

I asked him one day, why I cannot understand the words *Suphi says

Bildiklerini dedi yüzleştir hayatla ve sınamaktan korkma

Confront the knowledge you know in life and don't be afraid to test yourself

doğruyla yanlışı o zaman ayırabilirsin ve onu 

then you will know the right and wrong and you

anlayabilirsin

will understand

Sonra gülerdi günlerim yüzlerce ayrıntıyı merak etmekle 

Then he would laugh, my days with hundreds of details to worry about

geçerdi

would go

Sonra yine akşam olurdu Suphi susardı ben konuşsam kızardı

Then again, night would come, *Suphi would go quiet, I would talk and would be angry

Tekneye martılar konardı yüreğim Suphiye yanardı ağlardım

Seagulls would come to the boat, my heart would burn to *Suphi, I would cry

Suphi denize tükürürdü gökyüzünü tarardı ağlardı

*Suphi spat to the sea, he would scan the sky, he would cry

Sonra barışırdık ben flüt çalardım ağlardık

Then we would succeed, I would play the flute, we would cry

Bir sürgün kasabasıydı bir eski zamandı Hazirandı

It was an exile town, it was June an old time ago

Çocuktum evden kaçmıştım gelip ona sığınmıştım

I was a child, I ran away from home I came and took refuge in him

Birgün aksilik oldu annem beni buldu Suphi kaçıp kayboldu

One day a mishap happened, my mother found me, *Suphi ran away and disappeared

Kasaba çalkalandı olay oldu ben sustum kanım dondu

The town was stirred, a scene happened, I got quiet, my blood froze

Polisler onu bulduğunda tekti Felaketti herkes meydanda 

When the police found him it was the only catastrophe, everyone was in the square

birikti

in one

Karakoldan içeri girerken sanki mağrur bir tüfekti

It was like a haughty rifle going inside the police station

Ansızın bana dönüp baktı Anladın mı dedi anladım dedim 

Some bastard turned around and looked at me, asked Did you understand, I said I understood

anladım

I understood

Ve o günden sonra hiçbir zaman hiçbir yerde hiç ağlamadım

And after from that day, I never cried from any time or any place

0 102 0 Administrator

No comments!

Add comment