Nasıl bir yangın ki bu alevlerin bile canı yanıyor
What is this fire that even the soul of flames burns {gets hurt}
Nasıl bir yalan ki bu kelimeler kaçacak yer arıyor
What is this lie, whose words are trying to find a place to run away?
Gel bunları olmamış sayalım desem de boş
Even if I say come, let’s pretend nothing ever happened, no
Hiç inanma
Don’t believe (me)
Gel güneşi doğmamış sayalım desem de yok
Even if I say come, let’s pretend (as if) the sun never came up, no
Artık sen bana kanma
Don’t believe (whatever I said) either
Yüreğim ağır yaralı derinden
My heart is severely wounded from deep inside
Yanmaz artık istesem de yeniden
Even if I want, it can’t burn (from your love) once again
Çok yaralar sardı kalbim amma
My heart had healed so many wounds, but
Bu yara kapanır mı bilemem...
I couldn’t know [can't be sure] if this wound would ever be healed [be closed]