Akrep gibisin kardeşim,
You are like a scorpion, my brother,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
You are in a coward darkness like a scorpion.
Serçe gibisin kardeşim,
You are like a sparrow, my brother,
serçenin telaşı içindesin.
You are in a hurry of a sparrow.
Midye gibisin kardeşim,
You are like mussel, my brother,
midye gibi kapalı, rahat.
Closed like a mussel, cozy.
Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
And you are terrifying like an extinct volcanic vent, my brother
yüz milyonlarlasın maalesef.
Unfortunately there are hundred millions of you.
Koyun gibisin kardeşim,
You are like a sheep, my brother,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
When the cloaked toucheur raises his stick
sürüye katılıverirsin hemen
You just join the flock immediately
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
And you run almost proudly to abottoir.
Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
So you are the world's strangest creature,
hani şu derya içre olup
Stranger than a fish which is a part of sea
deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
But doesn't know anything about it.
Ve bu dünyada, bu zulüm
And in this world, this cruelty
senin sayende.
is because of you.
Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
And if we are hungry, tired, drenched in blood,
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
And if we are still being crushed like grapes to give our wine
kabahat senin,
It is your fault,
- demeğe de dilim varmıyor ama -
- I do not have the heart to say but -
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!
It is mostly your fault, my dear brother!