Gözlerin gözlerin gözlerin,
Your eyes, your eyes, your eyes
ister hapisaneme, ister hastaneme gel,
whether you come to the hospital or to prison
gözlerin gözlerin gözlerin hep güneşte,
your eyes, your eyes, your eyes always carry the sun,
şu Mayıs ayı sonlarında öyledir işte
so are the ears of wheat at dawn
Antalya tarafında ekinler seher vakti.
somewhere in Antalya, late in May.
Gözlerin gözlerin gözlerin,
Your eyes your eyes your eyes
kaç defa karşımda ağladılar
How many times have they cried in front of me -
çırılçıplak kaldı gözlerin
they were bare, your eyes,
altı aylık çocuk gözleri gibi kocaman ve çırılçıplak,
bare and vast like those of a child
fakat bir gün bile güneşsiz kalmadılar.
but not for a day have they lost their sun.
Gözlerin gözlerin gözlerin,
Your eyes your eyes your eyes
gözlerin bir mahmurlaşmayagörsün
should they get just a little languid, your
sevinçli bahtiyar
joyful, immensely intelligent, perfect eyes:
alabildiğine akıllı ve mükemmel
I'll make the world
dillere destan bir şeyler olur dünyaya sevdası insanın.
resound with my love.
Gözlerin gözlerin gözlerin,
Your eyes your eyes your eyes
sonbaharda öyledir işte kestanelikleri Bursa'nın
so are in Autumn the chestnut groves of Bursa,
ve yaz yağmurundan sonra yapraklar
the leaves after the rain
ve her mevsim ve her saat İstanbul.
and in every season and at every hour, Istanbul
Gözlerin gözlerin gözlerin,
Your eyes your eyes your eyes
gün gelecek gülüm, gün gelecek,
the day will come, my love, the day will come
kardeş insanlar birbirine
that men will look at each other fraternally
senin gözlerinle bakacaklar gülüm,
with your eyes, my love
senin gözlerinle bakacaklar.
they will look with your eyes.