Memleketim, memleketim, memleketim,
My homeland, my homeland, my homeland,
ne kasketim kaldı senin ora işi
I have neither a cap from there
ne yollarını taşımış ayakkabım,
Nor a shoe that I walk your ways that I bought from there.
son mintanım da sırtımda paralandı çoktan,
my last shirt is already ripped on my back,
şile bezindendi.
It was made of gauze.
Sen şimdi yalnız saçımın akında,
Now you're just in the whites of my hair and,
enfarktinda yüreğimin,
You're in the infarction of my heart,
alnımın çizgilerindesin memleketim,
You're in my wrinkles on my forehead, my homeland
memleketim...
my homeland...