Senden iyisi mi var ki dünyada
Is anyone exist better than you in the world?
Ne gamın var ne kederin vallaha
Neither sadness nor grief, really you don't have (them)
Haydi kollarını kaldır havaya
Come on, put your arms up in the air
Döktür döktür
Pour it out, pour it out
Döktür döktür
Pour it out, pour it out
Garajında tırları
TIRs on his garage,
Sayılır hatırları
He is respectable
Her akşam çıtırları götür
Take the crispy girls every evening
Her yerde büroları
He has offices in every places
Satın almış buraları
He bought this places
Dolarları euroları
Dollars, Euros
Götür evladım götür
Take (them) my son, take (them)
Herkes senin kadar şanslı olamaz
Everyone can't be lucky as much as you
Olsa bile adamını bulamaz
Even if they can be, they can't find the man
Garibin hakkını kimse aramaz
Nobody seeks the justice of poors
Götür götür
Take it, take it
Götür götür
Take it, take it
Sana verdik oyumuzu
We gave our votes to you
Ağlattın sen soyumuzu
You made our genealogy cry
Yaktın yine çıramızı, götür
You burned our firewood again, take it
Yak ceketi, kır masayı
Burn the jacket, break the desk
Boşver fakir fukarayı
Never mind the poor people
Naş ettiğin lavanları götür
Take the moneys which you won
Aman evlâdım, haysiyetli evlâdım
Oh my son, my honorable son
Götür çocuğum
Take (them) my son
Ananın ak sütü gibi helâl olsun evladım
Get halal like your mother's white milk, my son!
Götür, götür
Take it, take it
Aman bir recalim var
Oh, i have a statement
Duvarda bir böcek
A bug in the wall
Sandım beni yiyecek
I thought that it will eat me
Bizler çalışacağız
We will work
E bu kurnazlar da götürecek, Allaaah.
These tricky people will take (the profits), God!