alnını dağ ateşiyle
My friend who {warms/washes}* his/her forehead with a mountain fire,
yüzünü kanla yıkayan dostum
who washes his/her forehead with blood.
senin dudağında gülümseyen bordo gül
The maroon rose that smiles on your lips
benim yüreğimi harmanlayan isyan olsun
shall be the revolt that stirs up my heart.
şimdi dingin gövdende
The silence that grows roaring
uğultuyla büyüyen sessizlik
in your quiet chest,
bir gün benim elimde
one day, in my hand,
patlamaya hazır mavzer olsun
shall be the Mauser** that's ready to burst.
başını omzuma yasla
Rest your head on my shoulder.
gövdemde taşıyayım seni
Let me carry you in my chest.
gövdem gövdene can olsun
Let my chest be the life for yours.