Şanssız mıydık? haksızlık olur şimdi
Were we unlucky? it would be unfair now
Düşünsene nasıl geçmiştik hızla
Think about how quickly we passed
Birleşen iki güvercinin arasından
Between two doves joining
Hiç dokunmaksızın onlara
Without touching them
Bende tarçın sende ıhlamur kokusu
I have the smell of cinnamon and you have the smell of linden
Az mı dolandık Başkentin sokaklarında
How much we wandered in the streets of the Capital
Ama işte şölenin kaçınılmaz acısı
But now the inevitable pain of the feast
Bizim payımıza düştü sonunda
Fell to our share finally
Aşkımız şimdi görklü bir hayatın
Our love is now a glorious life
Yabancaya berbat bir çevirisi
A terrible translation to the wild
Sen metinde üç beş satır atladın
You jumped three or five lines in the text
Ben geçmiş zamanda dondurdum fiilleri
I freed the verbs in the past tense
Sen ki özenle katlanmış bir mendil gibiydin
You were like a carefully folded handkerchief
Düşünür müsün zaman zaman acaba
Do you think, sometimes?
Nelerle ödedik şu mevsimi
What did we pay this season
Ve gün nasıl vuruyor topuklarımıza
And how does the day hit our heels
Şanssızım diyemem ben kendi payıma
I can't say I'm unlucky
Oluyor böyle şeyler ara sıra
Things like that happen occasionally
Sözgelimi okul kitaplarına girmez şiirim
For example my poetry does not enter school books
Bütün çocuklar anlar da
All children understand