Baktık çıldırmak işten değil
We looked, going crazy is not work
Söndürüp attık cigaramızı
We put out our cigarette
Baktık olacak gibi değil
We looked, not like it will be
Bir adam düşündük camların arkasında
We thought a man behind the windows
Baktık beyaz pardesülü burunlu
We looked, with a white topcoat nose
Bir adam birdenbire peydahlandı
A man suddenly appeared
Kaptığımız gibi şapkamızı eski
As soon as we get our old hat
O eski kadınları bilirsiniz
You know those old women
Keder basınca bilhassa hatırlanan
Especially we remembered them in sorrow
Sokaklarda yaşanmış veya evde
Lived on the streets or at home
Karanlığın ortalık yerinde beyaz
White in the middle of darkness
Ve sevgili olan enine boyuna
And the beloved, longitudinally
Baktık olacak gibi değil
We looked, not like it will be
Kaptık şapkamızı dışarı çıktık
We grabbed our hat and went out
Ama gel ki kazın ayağı öyle değil
But look, the goose's feet are not like that
Baktık değişen bir şey yok ortalıkta
We've seen nothing changing
İki kişi bezik oynuyordu veya tavla
Two people were playing bezique* or backgammon**
Birinin zavallı olduğunu gördük
We saw one of them was poor
O zavallı kadınları bilirsiniz
You know those poor women
Sevildimi pekalâ sevilebilen
She can be loved so well when she is loved
Geceyken yağmurluyken hava
When the weather is rainy at night
İyice inceltip ufak yüzlerini
They thoroughly thinned their little faces
Birebir gelirler yağmura karanlığa
They are very good to rain
O eski kadınlar o zavallı
Those old women those poor women