“kuşlar toplanmış göçüyorlar
birds are migrating together
keşke yalnız bunun için sevseydim seni”
wish I loved you only for this
“hiçbir şeyim yok akıp giden sokaktan başka
I have nothing else than the street flowing by
keşke yalnız bunun için sevseydim seni”
wish I loved you only for this
“seni o kadar yakından görünce,
when I had seen you that close
keşke yalnız bunun için sevseydim seni”
wish I loved you only for this
“hızla geçen otobüslerin ardından benzeşmek…
resembling each other after buzzing buses
keşke yalnız bunun için sevseydim seni”
wish I loved you only for this
“senaryocu bayanla bir bankta oturuyoruz
we sit together with the screenwriter woman
keşke yalnız bunun için sevseydim seni”
wish I loved you only for this
“iyi anlarında sesin kalınlaşıyor.
your voice becomes deeper in your good moments
keşke yalnız bunun için sevseydim seni”
wish I loved you only for this
“baktım yeri toparlıyor ayak izleri
I looked at, the footsteps put the earth in order
keşke yalnız bunun için sevseydim seni”
wish I loved you only for this
“eşiklere oturmuş bir dolu insan
a bunch of people sitting at doorways
keşke yalnız bunun için sevseydim seni”
wish I loved you only for this
“fazıl hüsnü diyor ki, ne diyor fazıl hüsnü?..
fazıl hüsnü says, what does fazil hüsnü say?
keşke yalnız bunun için sevseydim seni”
wish I loved you only for this
“ortaoyunumuzun dekoru bir kağıt mendil
the decor of our play is a paper tissue
keşke yalnız bunun için sevseydim seni”
wish I loved you only for this
“ve konsolun üstünde noksan bir gümüş kutu
and a missing silver box on the console
keşke yalnız bunun için sevseydim seni”
wish I loved you only for this
“uzaklardaydın, oracıkta öbür kıtada,
you were far away, there on the other continent
keşke yalnız bunun için sevseydim seni”
wish I loved you only for this
“ikinci bir parıltı var senin bakışlarında
there is a secondary gleam in your eyes
keşke yalnız bunun için sevseydim seni”
wish I loved you only for this
“kehanet adlı kısacık bir şiir buldum
I have found a short poem titled prophecy
keşke yalnız bunun için sevseydim seni”
wish I loved you only for this
“yürüyoruz bütünlemeye kalmış bir sessizlikte
we walk in a failed exam-silence
keşke yalnız bunun için sevseydim seni”
wish I loved you only for this
“iki çay söylemiştik orda, biri açık,
we ordered two teas there, one of them light,
keşke yalnız bunun için sevseydim seni”
wish I loved you only for this
“uzaklara bir bakışın vardı kafeteryada
there was a faraway look of yours at the cafeteria
keşke yalnız bunun için sevseydim seni”
wish I loved you only for this
“bir şey var, ancak makilerin orda söyleyebilirim,
there is something, but I can say it only by the bushes
keşke yalnız bunun için sevseydim seni”
wish I loved you only for this
“an ki fıskiyesi sonsuzluğun
the moment, the fountain of eternity
keşke yalnız bunun için sevseydim seni”
wish I loved you only for this