Sevgilim, bir günün ortası şimdi
My darling, it is midday now,
Taşıtlar hızla gelip geçiyor, her yer kalabalık,
Transportations come and go quickly, everywhere is crowded
Ben seni düşünüyorum bir bodrum kahvesinde
I think of you in a cellar-like coffee
Uzat bana uzat ellerini
Give your hands, give your hands
İzinli askerler görüyorum, kırıtarak yürüyen işçi kızlar
I see soldiers who are in furlough, I see worker girls who are trotting
İstanbul her günkü yaşantısı içinde, uğultulu,
İstanbul is as always, howling
Güvercinler güneşten bir sessizliği biriktiriyor
Doves save the silence made of sun
Ben seni düşünüyorum seni
I think of you, YOU!
Hani tıpkı o ilk günlerdeki gibi
Like those were the our first days
Kalbim diyorum kalbim
My heart, I say, my heart
Daha dün tezgâhtan çıkmış bir su sayacı gibi
It's like a new sold water counter
Aşkı anılar besliyor düşler kadar
Memories feed the love as much as dreams
Bu yüzden diyorum ki aşk eskidikçe aşktır
So I say, love is the love as long as it's get older
Sevgi eskidikçe sevgi.
Love as older as is love
Günümüz ekmeğimiz, türkümüz
Our daily bread, and our folksongs
Çoluğumuz çocuğumuz
Our offsprings and children
Binalar yan yana yükselip gidiyor
Buildings are built next to each other
Vapurların ağzı köpük içinde
Vapors' mouths are full of foam
Uzaklarda ne kapılar açılıyor
Which doors are opening far away?
Tirenin biri bir istasyona varıyor
A train is reaching a station
Ordan çıkıyor biri.
Someone is shown there.
Her şey biliyor her şey
Everything knows, every thing
Sen biliyor musun bakalım
So do you know?
Seni nice sevdiğimi?
How much I love you,
Üstüne titrrediğimi?
How much I care about you?