Translation of the song Umutsuz Ev Çocukları artist Yüzyüzeyken Konuşuruz

Turkish

Umutsuz Ev Çocukları

English translation

Desperate Housechildren

denizdeki suyu yangınlara taşıdım

I carried sea water to fires

amaçsız olmama rağmen haddinden uzun yaşadım

Though i was a purposeless, i lived too much

kimi dövdüm kimi sevdim

I beated or loved sometimes

kimden büyük dayak yedim

I was beaten up by someone

otobüs bekler gibi senden haber bekledim

I waited news from you like waiting for a bus

ne uyudum ne konuştum

Neither slept nor talked

azcık yemek yedim

I ate a little bit

annemin karnındayken tekme atmayı öğrendim

I learned to kick when i was a baby in a womb

kötü insan olmayı o zaman benimsedim

I adopted to be a bad human at that time

mesela duştan sonra tekrar bahçeye indim

For example i went down to the garden after a shower

nefes alamadım değil, pek heves alamadım

I couldnt satisfy, not to be unable to breathe

çok yıldır evdeydim

I was at home for a long time

büyük adam olamadım

I couldnt be a big-timer

dün gece uyurken rüyamda kördüm

Last night in my dream, i was a blind

telefonu unuttum diye o kadar yolu geri döndüm

I returned all the way because of forgot my phone

duvarların arkası çimen değil

Back of the walls are not grass

pastamdan çıkan bugün ne yazık ki dansöz değil

Its not a dancer that pulled out of my cake, today

çok yalnızdım çok sıkıldım

I was so lonely and i bored too much

biraz da delirdim

I have gone a bit mad

yoldan geçen insana benim olur musun dedim

I said will you be mine? to passer by

acı çekmek tatlıdır, biber daha tatlıdır

Suffer is pretty but pepper is more pretty

ne yazık ki umutlarım dün kalkan uçaktadır

Sadly, my hopes are on board a plane that pulled yesterday

fırından ekmek aldım yolda birazını yedim

I bought a bread from bakeshop, i ate a little bit in the road

bağımlıkları bitirdim

I finished my dependencies

bir tek seni yenemedim

I just couldnt get over you

bugün aynaya baktım

I looked in the mirror today

suratımı beğenmedim

I didnt like my face

makyaj çantası buldum

I found a toiletry bag

intihar süsü verdim

I made it look like a suicide

herkes yas tutar sandım

I thought that everybody mourns

hiç kimse üzülmedi

Nobody was sorry

o sıra herkesin aklı ülke gündemindeydi

Just then everyone thought about country agenda

No comments!

Add comment