denizdeki suyu yangınlara taşıdım
I carried sea water to fires
amaçsız olmama rağmen haddinden uzun yaşadım
Though i was a purposeless, i lived too much
kimi dövdüm kimi sevdim
I beated or loved sometimes
kimden büyük dayak yedim
I was beaten up by someone
otobüs bekler gibi senden haber bekledim
I waited news from you like waiting for a bus
ne uyudum ne konuştum
Neither slept nor talked
azcık yemek yedim
I ate a little bit
annemin karnındayken tekme atmayı öğrendim
I learned to kick when i was a baby in a womb
kötü insan olmayı o zaman benimsedim
I adopted to be a bad human at that time
mesela duştan sonra tekrar bahçeye indim
For example i went down to the garden after a shower
nefes alamadım değil, pek heves alamadım
I couldnt satisfy, not to be unable to breathe
çok yıldır evdeydim
I was at home for a long time
büyük adam olamadım
I couldnt be a big-timer
dün gece uyurken rüyamda kördüm
Last night in my dream, i was a blind
telefonu unuttum diye o kadar yolu geri döndüm
I returned all the way because of forgot my phone
duvarların arkası çimen değil
Back of the walls are not grass
pastamdan çıkan bugün ne yazık ki dansöz değil
Its not a dancer that pulled out of my cake, today
çok yalnızdım çok sıkıldım
I was so lonely and i bored too much
biraz da delirdim
I have gone a bit mad
yoldan geçen insana benim olur musun dedim
I said will you be mine? to passer by
acı çekmek tatlıdır, biber daha tatlıdır
Suffer is pretty but pepper is more pretty
ne yazık ki umutlarım dün kalkan uçaktadır
Sadly, my hopes are on board a plane that pulled yesterday
fırından ekmek aldım yolda birazını yedim
I bought a bread from bakeshop, i ate a little bit in the road
bağımlıkları bitirdim
I finished my dependencies
bir tek seni yenemedim
I just couldnt get over you
bugün aynaya baktım
I looked in the mirror today
suratımı beğenmedim
I didnt like my face
makyaj çantası buldum
I found a toiletry bag
intihar süsü verdim
I made it look like a suicide
herkes yas tutar sandım
I thought that everybody mourns
hiç kimse üzülmedi
Nobody was sorry
o sıra herkesin aklı ülke gündemindeydi
Just then everyone thought about country agenda