Translation of the song Bir Orospunun Hatıra Defteri 2 artist Deniz Selçuk

Turkish

Bir Orospunun Hatıra Defteri 2

English translation

Memoir of a Bitch 2

Bugün başka bir adam geldi

Another man came in today.

Elinde ise bir çanta, sürprizlere gebe

He's got a bag, he's got surprises.

Kafasında fötr şapka ile, selam verdi

With a fedora on his head, he said hello

Pezevengim yanıma gelip, fısıldamaya başladı

My pimp came up to me and started whispering.

''Bak, bu adam çok zengin bir iş insanı

Look, this guy's a very rich businessman.

Onu tatmin etmek bugünlük görevin senin''

It's your duty for today to satisfy him.

Tamam deyip başımı emin bir şekilde salladım

I said okay and nodded confidently

Bir bardak soğuk su eşliğinde ince sigaramı içtim

I smoked my thin cigarette accompanied by a glass of cold water

Henüz adam pezevengimle sohbet ediyorlardı

They were just chatting with my pimp.

Telefonda annemi aradım, sonra çocuğumu sordum

I called my mom on the phone, and then I asked about my kid.

Hepsi iyilermiş, sürpriz olmadı bu benim için

They were all fine, no surprise to me.

Annem geç kalma dedi ve akşam ne yemek istediğimi sordu

My mom told not to be late and asked what I wanted to eat that night.

Pizza deyip, uğurlayıp kapattım

I said pizza, saw her off and hung up.

Sonra suyu fondip yaptım ve odaya çıktım

Then I had the water bottoms up and went up to the room.

Adam da peşimsıra geldi, merhaba deyip selamladı

And the man came after me, said hello and greeted me.

Samimiyetsiz bir merhaba da ben kondurdum sonra yatağa oturdum

I said an insincere hello, too and then I sat on the bed.

Herif de koltuğa oturup, sohbet etmeye başladı

So he sat on the couch and started chatting.

Sohbet o kadar klişe idi ki, sıkılıp dışarıyı izlemeye başladım

The conversation was so clichéd, I got bored and started watching outside

Martılar uçuşuyordu, ve güneş tüm esenliğiyle şehri aydınlatıyordu

Seagulls were flying, and the sun lit up the city in all its peace.

İğrenç bir aydınlık idi bu, sevmezdim, özellikle güneşli günleri

It was a disgusting light, I didn't like it, especially sunny days

Sonra adam birden acayip bir soru sordu, yutkunamadım

And then the guy suddenly asked me a weird question, and I couldn't swallow.

''Acı çekmeyi sever misiniz?''

Do you like to suffer?

Ben de, acıya bağlı gibi saçma bir cevap verip sırıttım

So I gave a ridiculous answer like “depends on the suffering” and grinned.

Aslında verdiğim cevap, herifin nasıl anladığına bağlı gibiydi

Actually, my answer seemed to depend on how the guy understood.

Çantasını sehpaya koydu ve açtı

He put his bag on the coffee table and opened it.

İçinden kırbaç, ispirto ocağı, kelepçe, ağız topu ve tatar yayı çıkmıştı?

He took out a whip, a spirit stove, handcuffs, a mouth ball and a crossbow?

Tatar yayı mı? Tatar yayının ne işi vardı ki?

Crossbow? Why does he need a crossbow?

Çok şaşırmıştım! Hayatımda ilk defa Tatar yayı görüyordum

I was so surprised! For the first time in my life, I was seeing a Crossbow.

Sonra adam dedi ki, ''Size ödemeniz çok iyi bir şekilde yapılacak

Then the man said, Your payment to you will be done very well.

Eğer siz benim yapmak üzere olduğum şeylere izin verirseniz

If you'll let me do what I'm about to do.

Eğer izin vermezseniz de, o zaman ücretiniz daha çok olacak

And if you don't, then you'll also have more money.

Ve ben daha tatminkar ayrılacağım....''

And I will leave more satisfied....''

Nutkum tutulmuştu, bir anlığına ağlamak gibi bir düşünce geçti içimden

I was speechless, and I had this thought of crying for a moment.

Heyhat bu adamı daha da coştururdu

Hey, that would make this guy even more excited.

Adam bana bakıp yalvaran gözler ile kabul etmememi bekliyordu

The man looked at me and expected me not to accept it with pleading eyes

Sonra bana ''Lütfen size acı çektirmeme izin verin

Then he said, Please let me make you suffer.

Sizlere yalvarıyorum hanımefendi, bu uğurda servetim önünüzdedir

I implore you, ma'am, that my wealth is in front of you.

Lütfen bayan, bana izin verin... Ödemeniz çok kabarık olacak

Please, ma'am, let me... Your payment will be very rich

Size söz veriyorum'' dedi

I promise you.

Ben de gözümden akaduran rimele ve göz kalemine aldırmadan

And I didn't care about the rimele and eyeliner that's been pouring out of my eye,

Bir sigara daha yaktım ve kabul etmedim...

Then I lit another cigarette and refused...

Adam coştu, teşekkür anlamında başını hafifçe salladı

The man felt exhilarated, nodded slightly in the sense of thanks

Sonra ispirto ocağını yaktı, kelepçeleri ısıtmaya ve kızdırmaya başladı''

Then he lit the ispirto stove, started heating and overheating the handcuffs.

''Lütfen soyunur musunuz, hanımefendi?''

Would you please undress, ma'am?

Tabii anlamında göz işareti yaptım ve sigarayı söndürdüm

I made an eye sign meaning “Of course”, and put out the cigarette.

Sonra ellerimi yatağın iki yanına, çarmıha gerer gibi yaparak bekledim

Then I waited with my hands on both sides of the bed, like a crucifixion.

Hafif bir turunç rengi almış kelepçeleri ellerime geçirdi adam

He put a light citrus-colored cuff on my hands.

Acı bir çığlık attım, sonra etim sanki eriyormuşçasına akmaya başladı

I screamed bitterly, and then my flesh started flowing like it was melting.

Dayanılmaz bir acı, ama bir yandan da tatmin duygusu alıyordum

It was an unbearable pain, but I was also getting a sense of satisfaction.

Sonra adam, ispirto ocağında ısıttığı demir dildoyu vajinama sokup çıkardı

Then the man put the iron dildo he was heating in the ispirto stove into my vagina and took it out.

Önce canım yine çok yandı, ve acı çığlıklar silsilesi basıverdim

First I was really hurt again, and I screamed bitterly again and again.

Ama ağzımda ağız topu olduğundan o kadar gürültü çıkaramadım

But I couldn't make that much noise because I had a mouth ball in my mouth.

Ancak, inanılmaz bir zevk duygusu vajinamdan beynime doğru geldi

However, an incredible sense of pleasure came from my vagina to my brain

Sonra beynimde bir elektriklenme yaşadım, öyle bir zevkti ki

Then I had an electrification in my brain, such a pleasure

Böbrek üstü bezlerimin sürekli salgı yaptığını hissediyordum

I could feel my adrenal glands constantly secreting

Sonra adam ispirto ocağının üzerinde kızgın yağ kızartmaya başladı

Then the man started frying hot oil on the ispirto stove

Yağ kızgınlaşıyor ve kızgınlaşıyordu, sonra adam bir ayağımı teknenin içine soktu

The oil was getting aestuous and aestuous, then the man put one of my feet in the boat

Acıdan yerimde duramadım bu sefer zevk vermedi aksine canım çok ama çok yandı

I fidgeted around because of the pain, and this time it didn't give me pleasure, but I was very, very hurt.

Ayağımın derisi sanki kemik ile iç içe geçmiş gibiydi

The skin of my foot looked like it was intertwined with bone.

Acıdan kıvrandım ve kıvrandım, ancak adam suratıma bir tokat atıncaya dek

I writhed and writhed in pain, but until the man slapped me in the face

Sonra yumruk attı, dişlerimden bir tanesini de kırdı

Then he punched me, broke one of my teeth.

Sonra bir şey gördüm elinde, ''Türk Lokumu sever misiniz?''

Then I saw something in his hand, Do you like Turkish delight?.

Cevap verecek gücüm olmadığından kısık gözler ile baktım

I looked with low eyes because I didn't have the strength to answer

Sonra sehpada oluklu küçük çivilerin olduğunu gördüm

Then I saw that there were little corrugated nails on the coffee table.

HAYIR! Asla yemeyecektim lokumu''

No! I was never going to eat (Turkish) delight.

Adam yumruk atınca zorunda kaldım ve çiğnemeye başladım

When the guy threw a punch, I had to, and I started chewing.

Çiğnediğim anda damağıma çivi saplanıverdi, canım öyle yandı ki

The moment I chewed, I got a nail stuck in my palate, and it hurt so much.

Tanrım kimse yaşamasın böyle bir acıyı...

God, let no one experience such pain...

Sonra canımın yeterince yandığını ve işkence çektiğimi anlayan adam

Then the man who found out I was hurt and tortured enough

Üzerime geçip beni sikmeye başladı, öyle sikiyordu ki zevkten dört köşe olmuştu

Got on me and started fucking me, he was fucking me so hard that he was as happy as lark

Zevk çığlıkları atıyordu, ben de o kadar acı çektikten sonra ters ilişkiden artık canım acımıyordu

He was screaming out of pleasure, and after all the pain I'd been in, I didn't feel hurt by the anal sex anymore.

Sonra bir anda içime boşaldığını hissettim ama adam durmadı

And then all of a sudden, I felt he ejaculated inside me, but he wouldn't stop.

Gözlerimi açtığımda her şey toplanıvermiş bir şekilde oda tertemizdi

When I opened my eyes, the room was clean, everything was gathered.

Bir çanta vardı sadece yanıbaşımda, içi para dolu

There was a bag just next to me, full of money.

Hem ağlıyordum hem de acı çekiyordum, ama üzerimdeki kıyafetler

I was both crying and was in pain, but the clothes I was wearing

Yumuşatıcı kokuyordu, adam gitmeden değiştirmiş üstümü...

Smelled of softener, the man changed my clothes before he left...

Tanrım, bu ne biçim bir insan?

God, what kind of person is this?

Nice, France 1963

Nice, France 1963

-The Maximus

-The Maximus

No comments!

Add comment