Camdan dışarı seyrederken
While staring outside the window
Çiçeklerimi sularken
While watering my flowers
Bir baktım ki...
I just took a look at those hoomans
Bakmaz olaydım
Wish I wouldn't
Birbirine doya doya bakmak yerine
Instead of staring each other
İnsancıklar, evet, insancıklar
Hoomans, yes, hoomans
Fotoğraf çekiyorlar
They were taking photographs
Birbirlerine doya doya sarılmak varken
Instead of huggin' each other
Her an çok geç olabilir oysa ki
It can be too late at any moment though
Sevdiğiniz insancıklar birer serçe
People we do love are nothing but sparrows
Kayıp gidebilecek, her an uçacak
That can pass, that can fly at any moment
Birer serçeler, ey insancıklar!
Nothing but sparrows, ye, hoomans!
Çok komikler, çok trajikomikler
Funny they are, tragic they are
Fotoğraf çekerken otuz iki diş
Smiling like a cheshire cat while taking photo
Çektikten sonra dudaklar alta doğru düşüyor
After the shot, their lips go down
Ah, ahmak varlıklar, sefiller
Oh, those stupid moron, those poors, pity!
Siz sefilsiniz
You are poor
Elinde malın bol olsa da
No matter how much money you got
Sen sefilsin bayım
You are poor, sir
Sen sevgi sefilisin
You have lack of love
Hepiniz, insancıklar, hepiniz
All of you, hoomans, all of you
Sefil birer zavallısınız
You are nothing but inferior bastards
Akıl fukaraları
Nothing but mere fools
''That wasn't meant to be''
''That wasn't meant to be''
Anne, baba, evlat
Mom, dad, son
Ellerinde birer telefon
Phones in their hand
Geberesiceler, nasıl
Well deserved-death, how
Nasıl, neden, niçin
How, wherefore, why
Bu kadar düşüncseizsiniz
Are you god damn thoughtless
Ey, insancıklar!
Eh, hoomans
Ah varlıksızlar
How wealthless are you
Dileneceksin bir gün
You shall beg, one day
Onu bir saat daha görmek için
To see her for one hour more
Ağlayacaksın, sızlayacaksın
You shall cry, you shall whine
Ama bırak bir saati
But you shan't see 'em
Bir saniye dahi sana gelmeyecek
Not for even 1 sec
Göremeyeceksin
You shan't!
Akıp gidecek kum gibi
They shall flow, like sands
Bir kum, bir kum...
Like sands, like sands...
Bir kum, bir kum...
Like sands, like sands...
Bir kum, bir kum...
Like sands, like sands...
Bir kum, bir kum...
Like sands, like sands...