Translation of the song Tanrı (Deus) artist Deniz Selçuk

Turkish

Tanrı (Deus)

English translation

God (Deus)

Attın beni bu dünyaya

You threw me into this world

Söylemeden bir şey

Without saying anything

Bir tek kelime etmeden

Without saying even a word

Bir söz söylemeden

Without saying a shit

Her şeyi kendim öğrenmemi bekledin

You expected me to learn everything on my own

Ama altmış yıl zaman koydun

But you gave me only sixty years

Bana verdiğin sürede dertten derde vurdun

During the lifetime you dragged me through the mud

Verdiğin sürede ne yapacağımı bilemedim

I haven't known what to do!

Acıların yoğurduğu doğruydu, lakin bu kadar fazlası

It was true that sorrows instruct one, but that much of it

Beni hayattan soğuttu dedim, bitirmek istedim

Made me suicidal, wanted to end this shit

Günah kılmışsın intiharı, eh kurnaz tanrı

You made suicide is a great sin, eh shrewd god!

Bir kitap göndermişsin ta asırlar önce

You sent us a book centruies ago

Yasaklamışsın keyifli olan ne varsa

You forbade everything joyous

Cefa üzerine geldiğim bu dünyada

To the world which I was sent only to be hurt

Bana sadece tapın demişsin, ezanlar okutmuşsun beş vakit

You told us to worship you, you recited azans for five times a day

Beş vakit benden sana tapmamı istemişsin, eh egoist tanrı

You wanted me to worship you five times a day, eh egoist god

Bana karşı gelmeyin demişsin, edersek cehenneme atarım demişsin

You told us not to go against you, if we do, you may send all of us into the hell

İyi demişsin, bu dünyada acı çektirdiğin kullarına bir sonsuzluk bedeli

Well said, to the souls who already got hurt a lot in this world you said you may

Bir de cehennemde acı çektirecekmişsin, eh sadist tanrı

Send all of them into the hell to make us suffer eternally, eh sadist god!

İyi olan bir şey vermemişsin, ben sana niçin tapayım

You gave nothing good, why would I worship you

Yarattıkların yaratık değil

Men aren't man

Ağızdan burna insan değil

From mouth to nose not man

Beyindeki düşünce ahlak değil

Thought in mind, not a thought

Haraketleri edep değil

Acts not decent

Kimi kendime örnek almamı belledin

Whom you expected me to pattern

Bilmem kaç yüzyıl önce yaşayan adamı mı

The man who lived centruies ago

O adamın yaptığı gibi ben de mi cihata gideyim

What? Should I crusade the Arabia like him?

Ne istiyorsun benden tanrı açık konuş!

What do you want me to do? Level with me

İnsanlara iyi davranın demişsin

You told us to behave well to each other

Sen önce kendi yarattıklarına iyi davran

First you behave us well

Sonra bize öğretirsin iyiliği, güzelliği

Afterwards you will have the right to teach us the good

Kendinde olmayanı kullarında aramışsın

You sought what you haven't

Eh, sana ben ne diyeyim bir değişik varlık

Eh, what should I tell you, a bizarre creature?

Varlığı yokluğu hiçlikten yaratık

Existence or non-existence no matter?

O kadar kitap göndermişsin

Those books sent by you

Hepsi döneminin edebiyatı

All of them are demoded

Bir kere dememişsin kutupdakilere

Not even once, you adressed the Eskimos

Bir kere değinmemişsin yağmur ormanlarına

Not even once, you mentioned the boreal forests

Hep çöl, hep Kızıldeniz, hepsi aynı yer

Always desert, always Red Sea, always same place

Kitapları senin mi değil mi?

Those books are yours, aren't them?

Yoksun tanrı, kabul et yoksun

You not exist, admit it

Ben yarattım seni

I created you!

Asıl 'Deus' benim sen değilsin

Actual 'Deus' is me, not you

Çünküm sen yoksun dahi

Because you not even exist

Senin varlığın benim varlığımdır

Your existence is mine

Senin yaratıcın benim

I'm the creator

Ben ölünce sen de geleceksin benimle

When I die, you shall come with me

Meleklerin ve de cinlerin benim, ben!

Your angels and djinns are me, nothing more

Korkularımdan kaçtım sana zihnimde

I ran away from my fears, in my minde

İftira attıklarında da sana sığındım

I ran to you when I've been slandered

Yok sayıldığımda senin yanına koştum

I ran to you when I've been ignored

Yani zihnime, beynime, seni yarattığım yere

So into my mind, my brain where I created you

Her şeyin çelişki dolu ey tanrı!

Everything of yours nothing but a paradox

Her şeyin birbirinden garip

Everything of yours is bizarre

Ben mi sana tapacağım?

Should I worship you

Asıl tanrı benim, sen bana tap

I'm the actual god, you worshipe me

Ey zihnimdeki obje, ey varlık

Eh the object in my mind, eh the being

Ey sonsuzluk, dönen duran şu kainat

Eh the eternety, the universe circling in

Bre varlık, be yokluk, alın şu yükü üzerimden

Eh, existence, ye non existence, take this burden from me

Ben etten kemikten bir varlığım ancak

I'm nothning but a human in flesh

Kendini tatmin eden tanrımız

Eh, the god who satisfies himself

Seni yarattım zihnimde, sıra tek gerçekte

I created you in my mind, now it's truth's turn

Biliyorum ben varsam, varsın

I know you can only exist only when I do

O yüzden seni yok ediyorum, öldürüyorum!

Thus, I'm destroying you, killing you!

No comments!

Add comment