Bir köhne kadit parçası, bir çehrei menhus,
An old piece of skeleton, an evil face,
Zulmetler içinde mütereddit, mütelâşi,
shy and hurried in darkness,
Daim mütefekkir görünen, kendine mahsus
always seen as thoughtful and special,
Efkârı sakimane ile âleme karşı
against the public with wine poems,
Ateş saçarak etmede her gün bizi tehdit,
always threating with fire,
Âmali harisanesini eyledi tezyit…
increased works with covetously...
Gördükçe bu mazlumlarını, sinesi mağrur,
When these oppressed are seen as proud,
Tırnaklarını aileler kalbine saplar;
families stick their nails to their heart;
Mağdurlarının her biri bir kûşede ağlar,
Every oppressed wipes in a different corner,
Katlandı vatan görmeğe evlâdını makhur…
The homeland bear seeing its people grieved,
Birçoklarımız mahpes-ü menfada süründük.
Most of us suffered in the prison.
Ey gazii mecruhu vega dideye döndük.
Oh veteran, we turned into an old man injured in a fight.
Ey kanlı eliyle vatan âmaline hail,
Oh the one who interfere the homeland’s works with bloody hands,
Ey enmilei sürbu cinayata delâil
Oh the one whose fingers has proof of the murder
Teşkil eden ey köhne kadit, katili efkâr,
Oh the old piece of skeleton who is the murderer of the thoughts,
Ey katili şübbanı vatan, katili ahrar,
Oh the murderer of the young homeland and the free folk,
Ey varlığı bir millet için bâdii zillet.
Oh the one whose existence is a temporary derogation for the public.
Ey çehresi ifrite veren dehşeti vahşet,
Oh the one whose face horrifies the devil,
Zindanları, menfaları, mahpesleri doldur,
Fill the dungeons and prisons,
Ziniciri esaretle bütün hisleri dondur.
Freeze all the feelings with chain captivity.
Tesmimi nefes, nefyi ebet, sonra denizler..
Poison the air, banish them and seas...
Her girdiğin evlerde durur kırmızı izler…
Red traces are in every house you step in...
Kâbusi hiyanetle vatan can çekişirken
While the homeland was suffering from treason,
Âtimizi dendanı harisin kemirirken
While our horses were bitten by ambitious ones,
Bir gün Rumeli dağları envara boyandı;
one day the Rumelia mountains were painted with lights;
Hürriyetin enfası ile herkes uyandı.
Everyone woke up with the breath of the freedom.
Mustafa Kemal
Mustafa Kemal