Bi öyle bi böyle, ben kimin anlarsan söyle
Sometimes like this, sometimes like that*, tell me who I am if you understand
Sırtımda taş elimde boş bir kutu
A rock on my back, an empty box in my hands
İstersem sevebilirim bu oyunu
I can love this game if I want
Bi masanın etrafında türlü türlü hayvanlar
Different kinds of animals around a table
Maskeli gibi değişiğiz öyle böyle tripler
We're like wearing mask, weird somehow, some weird attitudes
Zaman bizden geride kalmış çıktığımız yokuşta
Time has fallen behind us, in this hill we climb
Sırası gelen lafını ediyo elimizde kartlar
Everyone speak their names when its their turn, cards in our hands
Az desem yetmez
It wouldnt be enough if I said less
Çok demeye dilim varmaz
But I am not willing to say much
Kaça kaça sıkışıverdik öküzün kıçındayız
We got stuck here when running away, we're on the ass of an ox
Lafını tartıp iyi seç, oturmayalım boynuza
Choose your words well, so we wont be sitting on its horn
Türlü kumpas türlü vicdansızlık her yanında insanın
Lots of traps, lots of unjustness everywhere
Bazen diyorum bazen Kadir!
Sometimes, I say, sometimes Kadir*
Maymun olsam daha mı mutlu olurdum?
Would I be happier as a monkey
Yoksa zaten insan sıfatında bi maymunun götü müyüm?
Or am I already the ass of a monkey?
Emine hanım teyzenin kırk yıllık çöpü müyüm?
Am I 40 years trash of madam Emine*
Umutsuzluk idolü mü?
An idol of hopelessness?
Beklenmedik depar mı?
An unexpected start?
Standart bi hödük mü?
A regular bumpkin?
Gizli kararlılık mı?
Hidden determination?
Siyah beyaz, düz yamuk, Ahmet Mehmet kimim ben?
Black or white, straight or skewed, Ahmet or Mehmet,* who am I?
Bi öyle Bi böyle, ben kimin anlarsan söyle
Sometimes like this, sometimes like that, tell me who I am if you understand
Sırtımda taş elimde boş bir kutu
A rock on my back, an empty box in my hands
İstersem sevebilirim bu oyunu
I can love this game if I want
E şimdi üç saattir oturmuşuz dinlemişiz falan
You know.. we sat down and had a rest of three hours and so on
Beş asırdır oturmuşuz dinlemişiz falan
We sat down and had a rest for five centuries and so on
Ben ne kadar manyağım (yo)
How crazy I am (nope)
En çok ben çılgınım
I'm the craziest
Sana buraya yazıyom bak
Look, I'm writing right here
O kadar çılgın değilsin
You're not that crazy
Eteğimde taşlarla etrafımda dönerken
While I'm whirling around with an armful of stones
Kaç tanesi fırladı da oturdu kafalara
A couple of them flew out, sat on people's heads
Kafalara kafalara değişik kafalara
On heads, on heads, on different heads
Yeni yeni paketlerde süslenmiş kafalara
On heads that were garnished in new packages
Hayal et, iste, bekle, çabala
Dream, wish, wait, try
Ha babam yine bize döner aynı makara
And again, the same chit chat is made one more time
Çok eşyalı odalarda huzuru bekliyoruz
We're waiting for peace in rooms with plenty of furniture
Elimizde tasmalar karşılıklı sallıyoruz
Leashes in our hands, we're swinging them together
Bi öyle bi böyle, ben kimin anlarsan söyle
Sometimes like this, sometimes like that, tell me who I am if you understand
Sırtımda taş elimde boş bir kutu
A rock on my back, an empty box in my hands
İstersem sevebilirim bu oyunu
I can love this game if I want