Düzenlerden, sistemlerden, işleyen saatlerden
Ordonnance, regulation, the time running out
Sıkılmıştım sebeplerden, sonuçları bilinmezken
I was bored of them, reasons, conclusions unknown
Vapurlarda, köprülerde, metrobüslerde beklerken
While I was waiting on the ferries, bridges and metros
Beklenilmez oldun yine hemen gel yoksa ölürüm bu gece
You became can't be waited again, come today or I'll die tonight
Bir şarkı durdu karşı kıyıda, o adamdan
A song stood at the opposite shore, from that man
Gülüyordu, geçiyordu, gidiyordu hep buralardan
He was smiling, walking and wandering around here
Belki biraz huzur buluruz öğrenirsek kapı çalmayı
We may find some peace if we learn how to knock doors
Belki biraz zengin oluruz bırakırsak sigarayı
We may become a bit rich if we quit smoking
Yeni gitar, yeni gözlük, yeni bir vücut belki
A new guitar, new glasses, maybe a new body
Belki biraz şarap, belki biraz da iyi mal
Maybe some vine, and maybe some fine property
Bu zamanlar zor zamanlar, bu hayatlar hep son duraklar
Those are hard times, those lifes are all the last stops
Bir şarkı durdu karşı kıyıda, o adamdan
A song stood at the opposite shore, from that man
Gülüyordu, geçiyordu, gidiyor muydu buralardan
Was he smiling, walking and wandering around here