Gün günden odamın şeklini alıyorum
I take the shape of my room day by day
İşliyorum bu iniltili varlığı yeniden
I process this moaning presence, again
Kimbilir, duyuyorum yazgısını belki de
Who knows, maybe I hear the destiny
Kuru bir dal parçasını içinden yiye yiye
By eating a dry branch piece
Dal olan bir böceğin
A bug with a branch
O garip yazgısını
That strange destiny
Ne ölüme benzer ne ölümsüzlüğe.
Neither like death nor immortality.