Biliyor musun az az yaşıyorsun içimde
Do you know, you live a little bit inside of me
Oysaki seninle güzel olmak var
But there is to be beautiful with you
Örneğin rakı içiyoruz, içimize bir karanfil düşüyor gibi
For example, we drink raki, as if a clove falls in us
Bir ağaç işliyor tıkır tıkır yanımızda
A tree is working right beside us
Midemdi aklımdı şu kadarcık kalıyor.
My stomach, my mind, it remains tiny.
Sen o karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte
You inclined to that clove, I take it and give it to you
Sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel
You give it to someone else, better
O başkası yok mu bir yanındakine veriyor
That someone else gives to someone else
Derken karanfil elden ele.
Then the cloves are hand to hand.
Görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle
You see, we are growing a love with you
Sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil
I touch you, I warm up to you, that's not it
Bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk
Look how, seven colors like on white
Birleşiyoruz sessizce.
We merge together quietly.