Kimse bu kadar kalbimi yormamıştı
Noone has ever wore out my heart
Kimse dünyayı içimden taşırmamıştı
Noone has made the world overflow out of me
Kimse beni alabora etmemişti
Noone has made me upset*
Kimse beni koleksiyonun kötü parçası gibi hissettirmemişti Ah senin kadar
Noone has made me feel like the bad piece of the collection
Of senin kadar
Ah like you
Seni hecelere böldüm
I divided you into syllables
Adına bin defa sövdüm
Cursed your name a thousand times
Yine de hep ben öldüm
But still it was always me who died
Kendimi başkalarına gömdüm
I buried myself in others
Kimse aşkı bir virüse çevirmemişti
Noone has turned the love into a virus
Kimse bu kadar plastik sevişmemişti
Noone has made love so plastically
İçimde yanıp yapışıp çekip gitmemişti
Noone has walked off after burning and sticking inside me
Kimse beni şekeri biten sakız gibi tükürmemişti
Noone has spitted me out like a chewing gum that lost its (sweet) taste
Ah senin kadar
Ah like you
Seni hecelere böldüm
I divided you into syllables
Adına bin defa sövdüm
Cursed your name a thousand times
Yine de hep ben öldüm
But still it was always me who died
Kendimi başkalarına gömdüm
I buried myself in others